Defne Yılmaz ile röportaj

Merhaba Defne, öncelikle vakit ayırıp bizimle bu söyleşiyi gerçekleştirdiğin için teşekkür ederim. Seni biraz tanıyabilir miyiz?

Tabii, ben Defne Yılmaz. 27 yaşındayım ve İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Şu anda özel bir yazılım şirketinde tam zamanlı olarak çalışıyorum.

İlköğretim ve lise yıllarında en sevdiğin dersler hangileriydi?

Lisede matematik ve fizik derslerini seviyordum, zihinsel meydan okuma ve problem çözme becerilerimi geliştirmemde büyük rol oynadılar. İlkokulda ise fen ve teknoloji dersini çok seviyordum, o zamanlar bilime ve teknolojiye olan ilgim başlamıştı.

Bilgisayar mühendisliğini seçme sebebin neydi?

Bilgisayarlarla olan ilgim çocukluğumdan beri vardı. Bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmeyi ve yeni teknolojileri keşfetmeyi severdim. Bu yüzden üniversite tercihimi bilgisayar mühendisliğinden yana kullandım.

Bilgisayar mühendisliği zor bir bölüm müydü? Hiç pişman oldun mu?

Zor bir bölüm olduğunu söylemek yanlış olmaz, ancak benim için zorluklarla başa çıkmak daha keyifli hale getiriyordu. Hiç pişman olmadım çünkü bu alanda kendimi geliştirmek beni çok mutlu ediyor.

Yazılım geliştirme sürecinde hangi dilleri ve araçları kullanıyorsun?

Genellikle Java ve Python gibi dilleri kullanıyorum. Ayrıca Git, IntelliJ IDEA gibi geliştirme araçlarını da sıkça kullanıyorum.

Yazılım geliştirmek zor mu? İş hayatı seni zorluyor mu?

Yazılım geliştirmek zaman zaman zorlayıcı olabiliyor, ancak bu işi severek yaptığım için zorluklarla başa çıkmak daha kolay hale geliyor. Zorluklar beni daha iyi bir yazılımcı olmam için motive ediyor.

Matematikte başarılı olmakla iyi yazılımcı olmak arasında bir ilişki var mı?

Kesinlikle, matematik ve yazılım geliştirme arasında güçlü bir bağ var. Mantık ve problem çözme becerileri, matematikte başarılı olmanın yazılım geliştirme sürecinde büyük avantaj sağladığını düşünüyorum.

Yazılımcılar için İngilizcenin önemi nedir?

Yazılım dünyası genellikle İngilizce tabanlıdır. Dokümantasyonlar, kaynak kodlar, forumlar ve çoğu kaynak İngilizce olarak sunulur. Dolayısıyla, İngilizce bilmek yazılım geliştirme sürecinde iletişim kurmak, kaynaklara erişmek için kesinlikte gerekli.

Son olarak, yapay zekânın yazılımcılarla olan ilişkisinden bahseder misin?

Yapay zekâ, yazılım dünyasında son yıllarda büyük bir ilgi odağı haline geldi. Yazılımcılar, yapay zekâ teknolojilerini kullanarak çeşitli alanlarda yenilikçi çözümler geliştirebilirler. Yapay zekâ alanında bilgi sahibi olmak ve bu teknolojileri yazılım projelerine entegre etmek artık elzem.

Peki, biraz da işinden bahseder misiniz? Nasıl bir takımla çalışıyorsunuz?

Elbette, şu anda bir e-ticaret platformu için bir müşteri yönetim sistemi geliştiriyoruz. Bu sistem, müşterilerin hesap oluşturma, sipariş verme, ödeme yapma ve siparişlerini takip etme gibi işlemleri kolayca gerçekleştirebilecekleri bir arayüz sunacak. Aynı zamanda, yöneticilerin de ürünleri yönetme, stok takibi yapma ve kampanyaları yönetme gibi işlevlere erişebileceği bir yönetim paneli olacak. Bizim takımımızda her biri farklı uzmanlık alanlarına sahip yazılım mühendisleri, tasarımcılar ve test mühendisleri ve proje yöneticimiz var. Ben backend geliştiriyorum. Her gün düzenli olarak toplantılar yapıyoruz, kod incelemeleri gerçekleştiriyoruz ve birbirimizle sürekli iletişim halindeyiz. Bu sayede, projenin zamanında ve başarıyla tamamlanmasını sağlıyoruz.

Bu samimi söyleşi için teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz!